28 May 2009
ÇÖREKOTUNUN GİZEMİ
Çörek otu, son iki yıldan bu yana daha önce görmediği kadar bir ilgiyle karşılaşmıştır. Bu konuda zaman zaman bazı çalışmalar yayınlanmıştı. Ancak geçen son iki yıl zarfında güvenilir uluslar arası dergilerde onlarca ilmî araştırma yayınlandı.
Bu araştırmaların büyük bir kısmı hayvanlar üzerinde yapılmışsa da çörek otunun faydası üzerine gerek doğuda ve gerekse batıda yayınlanan araştırmaların insanı hayrette bırakacak sayıda çok olması ve çeşitliliği gerçekten ilgi uyandırmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v) “Size çörek otunu tavsiye ediyorum. Çünkü onda ölüm hariç her derdin devası bulunmaktadır“ buyururken nasıl uyandırmaz ki! Gerçekten lâboratuar araştırmaları, çörek otunun Bağışıklık (immün) sistemini güçlendirdiğini ve buna bağlı olarak vücudu tahrip eden mikroplara ve virüslere karşı gücünü, ayrıca kansere karşı direncini artırdığını ortaya koymuştur. Bugün Amerika’nın en büyük enstitüsünde Dr. Ahmet el-Kadı ve Dr. Usame Kandil ileri safhadaki kanser ve AİDS hastalarına bal ile yapılmış çörek otu macunu vermektedirler.
Çörek Otunun İltihap için Faydaları
Londra Kings Koleji Üniversitesinde yapılan bir çalışma 1997 yılında yayınlandı. Yapılan araştırmada çörek otunun iki çeşit yağ ihtiva ettiği ortaya konuldu. Bunlar % 0.45 oranında anti enflamatuar (iltihap önleyici) özelliğe sahip olan uçucu yağ, diğeri ise % 33 oranında sabit yağdır.
Çörek Otunun Romatizma ve Eklem Hastalıklarına Faydaları
Araştırmacılar çörek otunun uçucu yağının romatizma gibi, eklem hastalıkları iltihabını hafifletmede etkin olduğunu ortaya koymuşlardır.
Çörek Otu Mikrop ve İltihap
LondraKings Kolej Üniversitesinde yapılan bir araştırma, çörek otunun anti-mikrobiyal etki göstererek bazı mikropların etkinliğini yavaşlattığını ve anti -enflamatuar yani iltihap oluşmasını engelleyici bir özelliğe sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Çörek Otu Nefes Darlığı, Meme, Prostat ve Cilt Kanseri, Mantar
Çörek otunun nefes darlığı (dispne) ve solunum yolları iltihabının tedavisinde faydalarına işaret eden bir araştırma yapılmıştır. Bir başka araştırmada çörek otu özünün meme-göğüs kanseri, prostat kanseri ve cilt kanseri gibi bazı kanser türlerinde kanser hücrelerinin gelişmesini yavaşlatmayı başararak anti-kanser etki gösterdiği ortaya konmuştur. Bir başka araştırmada ise çörek otunun fagositik hücrelerinin (yabancı maddeleri yahut bakterileri öldürebilen hücreler) kandida albikans (candida albikans) adındaki bir çeşit mantar türünü yutma gücünü (anti-fungal) arttırdığını ortaya koymuştur.
Çörek Otu ve Karaciğer için Faydaları
Bilindiği üzere çörek otu yağı, karaciğeri bazı zehirli türlere karşı koruyucu bir etkiye sahiptir. Çörek otunun halk tarafından karaciğer hastalıklarında şifalı bitki olarak kullanılmakta olduğunu da bilmekteyiz.
Bundan dolayı Demmam Kral Faysal Üniversitesinden Dr. el-Ğâmidî, yaptığı bir çalışmada çörek otu çözeltisinin fareler üzerinde karaciğeri karbon tetraklorid adındaki zehirli maddeye karşı korumadaki etkisini ortaya koymuştur.
Bu araştırma 2003 Mayısında Am J. Clin Med Dergisinde yayınlanmıştır. Yapılan çalışma göstermiştir ki çörek otu çözeltisi, karaciğer üzerine karbon tetrakloridin zehirli etkisini azaltıcı bir sonuç vermektedir.
Çörek Otu (Nigella Sativa) verilen farelerde karaciğer enzim düzeyi daha düşük çıkmıştır. Bunun yanında karaciğer dokusu üzerine zehirli maddelerin etkisi ise daha az görülmüştür.
Bir başka araştırma 2003 Eylül’ünde Phytother Res Dergisinde yayınlanmıştır. Bu makalede araştırmacılar karbon tetraklorid gibi zehirli maddeler verilen farelerde çörek otu tedavisi neticesinde karaciğer tahribatının daha az olduğunu ortaya koymuştur.
Çörek Otunun Karaciğer Kanserinden Korumadaki Etkisi
J. Carcinog Dergisinin 2003 sayısında yayınlanan bir çalışmaya göre Sri Lanka Kelaniya Üniversitesinden uzmanlar diethylnitrosamine vererek karaciğer kanseri oluşturdukları 60 fare üzerinde araştırma yapmışlardır. Bu farelerden bir grubuna çörek otundan bir karışım verilirken, diğer gruba sadece ot verilmiştir. Daha sonra araştırmacılar bu fareleri 10 hafta süreyle izlemeye almışlar ve deney farelerinde karaciğer dokusunu inceledikten sonra kanser etkisinin şiddetinin çörek otu karışımı ile tedavi edilen farelerde daha az olduğunu ortaya koymuşlardır. Araştırmacılar buradan çörek otunun anti-kanserojen etki göstererek karaciğeri kanserden korumada payı olduğu sonucunu çıkarmışlardır.
Çörek Otunun Kolon (Kalın Bağırsak) Kanserinden Korumadaki Etkisi
Acaba insan çörek otu sayesinde kolon kanserinden korunabilir mi? Mısır Tanta Üniversitesinden araştırmacılar bu soruya cevap vermeye çalışmış ve araştırmalarını 2003 Şubatında Nutr Kanser Dergisinde yayınlamışlardır. Araştırmacılar 45 fareye kolon kanserine yol açan kimyasal madde vermişler, 30 fareye de ağız yoluyla Çörek Otu Yağı (Black Seed Oil)içirmişlerdir. Deneyin yapılmasından on dört hafta sonra Çörek Otu Yağı verilen farelerde kolon, karaciğer veya böbrek üzerinde herhangi bir kanserli değişiklik olmadığını görmüşlerdir. Bu da bize çörek otunun uçucu yağının kolon kanseri oluşumunu engellemedeki gücünü göstermektedir.
Çörek Otu ve Meme Kanseri
A.B.D Jackson Misisipi Üniversitesinde yapılan ve Biyo Med Sci Instrum Dergisinde 2003 yılında yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar çörek otu özü kullanmanın meme(göğüs) kanseri hücrelerini yavaşlatmadaki etkisini ortaya koymuşlardır. Bu çalışma bu alanda daha fazla çalışmanın kapısını aralayacak niteliktedir.
Çörek Otu ve Şeker (Diyabet) Hastalığı için Faydaları
2003 Aralığında Tohoku J Exp Med Dergisinde yayınlanan bir çalışmada Türkiye 100. Yıl Üniversitesinden araştırmacılar şeker hastalığına yakalattıkları 50 fare üzerinde deney yapmışlardır. Bunu farelere karın zarından (periton) girerek streptozotocin maddesi vererek yapmışlardır. Bundan sonra fareler iki gruba ayrılmıştır. Birinci gruba 30 gün süre ile her gün karın zarından (periton) uçucu Çörek Otu Yağı (Black Seed Oil)verilmiştir. Diğer gruba ise Çörek Otu Yağı içermeyen tuzlu bir sıvı verilmiştir. Araştırmacılar şeker hastalığına yakalanmış diyabetik farelerde çörek otu yağının anti-diyabetik etki göstererek kanda şeker oranını düşürdüğünü ve insülin miktarını arttırdığını tespit etmişlerdir. Ayrıca Çörek Otu Yağı insülin salgılanmasından sorumlu pankreasta β (beta) hücrelerini harekete geçirip, çoğaltmıştır. Bu da çörek otunun şeker hastalığının tedavisinde yardımcı olabilecek anti-diyabetik etkiye sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Japonya’da yapılıp 2002 Aralığında Ress Vet Sci Dergisinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar çörek otu yağının şeker hastalığına yakalandırılan diyabetik farelerde insülin salgısını arttırdığını tespit etmişlerdir. Deney farelerinde Çörek Otu Yağı (Black Seed Oil)kanlarında şekerin düşmesine yol açmıştır.
Dr. Muhammed ed-Dehâhınî’nin 2002 yılında Planta Med Dergisinde bir araştırması yayınlanmıştır. Doktor bu çalışmasında kan şekerini düşüren çörek otu yağının etkisinin kanda insülin miktarını arttırarak değil, aksine pankreas harici bir yoldan sağlamış olabileceğini ileri sürmüştür. Fakat bu konuda daha çok bilimsel çalışma yapmaya ihtiyaç vardır.
Türkiye’de 100. Yıl Üniversitesinde yapılıp, 2001 yılında yayınlanan bir araştırmada bu kez Yeni Zelânda tavşanları kobay olarak kullanılmıştır. Tavşanlar iki gruba ayrıldıktan sonra bir grup şeker hastası yapılmış ve ağız yoluyla iki ay süreyle günlük olarak çörek otu özü ile tedavi edilmiştir. Araştırmacılar bu inceleme sonunda çörek otu özüyle tedavi edilen tavşanlarda kan şekerinin düştüğünü, bunun yanında damar sertliği oluşumunu azaltmada rolü olan antioksidan maddelerin arttığını tespit etmişlerdir.
Çörek Otu ve Alerjik Hastalıklara Etkisi
Berlin (Almanya) Charite Üniversitesinde yapılan bir çalışmaya göre araştırmacılar alerjik hastalıklara yakalanmış 152 hasta üzerinde bir çalışma yapmışlardır. (Bu hastalarda alerjik burun iltihabı, astım ve egzama hastalıkları bulunmaktaydı .) Yapılan çalışma Tohoku J Exp Med Dergisinin 2003 sayısında yayınlanmıştır. Bu alerjik hastalar, Çörek Otu Yağı (Black Seed Oil)ihtiva eden kapsüllerden günlük 40- 80 mg. arası verilerek tedavi edilmişlerdir.
Hastalardan bu deney süresince özel ölçüm araçlarıyla kendilerindeki belirtileri kaydetmeleri istenmiştir.
İmmunglobilin- E (IgE) ölçümü gibi lâboratuar tetkikleri ile hastaların akyuvar sayısı, kortizol hormon düzeyi, iyi huylu (HDL) ve kötü huylu (LDL) kolesterol düzeyleri ölçülmüştür. Yapılan çalışmalar astım veya alerjik burun iltihabı ya da egzama hastalığına yakalanmış kişilerde belirtilerin iyiye doğru gittiğini ortaya koymuştur. Bu hastalarda trigliserit* düzeyi hafif miktarda düşmüş, buna karşılık faydalı kolesterol düzeyi açık biçimde yükselmiştir. Diğer yandan da kortizol veya lenfositlerde kayda değer bir etki görülmemiştir.
Alman araştırmacılar, yaptıkları deneyden çörek otu yağının anti-alerjik etki göstererek alerjik hastalıklarda ek bir ilâç olarak etkin olduğu sonucunu çıkarmışlardır.
Çörek Otu ve Nefes Darlığı (Dispne)
Senelerden beri çörek otu ilâçları öksürük ve solunum yolu hastalıklarında kullanılmaktadır. Acaba bunun doğru olduğuna bilimsel ve modern bir delil bulunmakta mıdır?
Riyad Kral Suudi Üniversitesinden araştırmacılar çörek otu yağının anti enflamatuar (iltihap önleyici) etkisini kobay olarak kullandıkları Hint domuzunun (Guinea Pig) nefes borusu (Trachea) üzerinde araştırmışlardır. Araştırma neticesinde anti enflamatuar etkinin nefes borusu adaleleri üzerinde gevşetici (relaxant) bir role sahip olduğunu görmüşlerdir. Bir başka ifadeyle çörek otu yağının anti enflamatuar özelliğinin nefes borusu adalesini genişlettiği ortaya çıkmıştır. Bu da nefes darlığının tedavisine yardımcı olmaktadır.
İshal ve Nefes Darlığı (Dispne) Tedavisinde Çörek Otu
Bilindiği üzere çörek otu ishal ve nefes darlığında uzun senelerden beri kullanılmaktadır. Dr. Cilani, çörek otu özünün nefes borusunu genişletici ve adalelerini gevşetici (spazmolitik) etkisini öğrenmek için lâboratuar çalışması yapmıştır.
Yapılan çalışma, çörek otu yağının kalsiyum salgılanmasını engelleyerek anti-spazmodik etki yani aleleri gevşetici ve nefes borusunu açıcı bir etkisi olduğunu ortaya koymuştur. Bu da çörek otunun şifalı bitkiler alanında bilinen etkisini açıklayan kuralı vermektedir.
Çörek Otu ve Mide Hastalıkları
Çörek otunun mide zarını (mukoza) koruyucu etkisi bulunmaktadır. Kahire Üniversitesinden araştırmacılar midelerinde yara açtıkları fareler üzerinde deneylerde bulunmuşlar ve denek farelerini, Çörek Otu Yağı veya (içindeki etkin özellik) anti enflamatuar ile tedavi etmişlerdir. Yapılan deney, bu iki maddenin mide zarını tahriş edici etkenlerden veya mideye zararlı yaralardan koruduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
İskenderiye Üniversitesinde görevli ve çörek otu alanında uluslar arası üne sahip büyük uzman Dr. Muhammed ed-Dahâhınî bu konuda bir çalışma yapmıştır. Dahâhınî, fareler üzerinde yaptığı çalışmada çörek otunun alkolün sebep olduğu tahrişlerden mide zarını koruyucu etkisini incelemiştir. Bu araştırma neticesinde çörek otu yağının alkolün sebep olduğu mide tahrişlerine karşı etkin koruyucu bir tesiri olduğunu ortaya koymuştur.Bkz. çörek otunun mide ağrı, ekşime, şiş ve bozukluklarında nasıl kullanılır.
Çörek Otu ve Böbrek Hastalıkları
Ezher Üniversitesinden araştırmacılar çörek otundaki anti enflamatuar (iltihap önleyen) özelliğin böbrek rahatsızlığına olan etkisi üzerine bir çalışma yapmışlardır. Doxorubicin (kemoterapi de kullanılan bir ilaç) maddesi vasıtasıyla fareler üzerinde yapılan çalışmada anti enflamatuar (çörek otundaki etkin özellik) idrar yoluyla protein ve albümin atımını yavaşlattığı tespit edilmiştir. Ayrıca çörek otunun böbrekte meydana gelen olumsuz etkileri yavaşlatan anti oksidan madde içerdiği görülmüştür. Bu da anti enflamatuar özelliğin böbreği hasta olmaktan koruyan bir rolünün olabileceğini göstermektedir.
Çörek Otunun Kalp Ve Damarları Koruyucu Etkisi
Bilindiği üzere kanda bulunan homositin maddesinin yüksekliği kalp, beyin ve peri ferik (yüzeysel) damarlarda genişleme meydana getirmektedir. Bilginler hastaya vitamin (folik asit, vitamin B 6, vitamin B 12) verilmesinin kandaki homositin düzeyini düşürdüğünü göstermiştir. Buradan hareketle araştırmacılar, Kral Suudi Üniversitesinde (Suudi Arabistan) çörek otunun kandaki homositin düzeyine olan etkisini incelemişlerdir. Yapılan bu çalışma 2004 Ocağında Int J Cardiol Dergisinde yayınlanmıştır.
Araştırmacılar bir hafta boyunca 30 dakika süreyle bir grup fareye çörek otunda bulunan anti enflamatuardan 100 mg. vermişlerdir. Bunun neticesinde anti enflamatuar özelliğin kanda homositin maddesinin yükselmesine karşı etkili olduğunu tespit etmişlerdir. (Doğal olarak farelere bu deneyden önce homositin maddesinin düzeyini yükseltecek ilâç verilmiştir.)
Homositin maddesinin kandaki yüksekliği trigliserit*, kolesterol ve vücuda zararlı oksidan maddelerin düzeyinin yükselmesine yol açmaktadır. Araştırmacılar çörek otu özünün homositin düzeyinin yüksekliğine eşlik eden zararlı maddelerin azalmasına yol açtığını görmüşlerdir. Bu, çörek otu yağının homositin düzeyinin yüksekliği ile ona eşlik eden kan yağlarının yükselmesi neticesinde meydana çıkan zararlı etkilerden kalbi ve damarları korumasının mümkün olduğu anlamına gelmektedir. Hiç kuşkusuz bu alanda daha fazla araştırma yapmaya ihtiyaç vardır.
Çörek Otunun Antioksidan Oluşu
J Vet Med Clin Med Dergisinin 2003 Haziran sayısında bir araştırma yayınlandı. Bu çalışmayı yürüten doktorlar karbon tetra klorid verilen farelerde çörek otunun antioksidan (toksin leri atmaya yarayan maddeler) olarak etkilerini tespit etmek için bir deney yaptılar. Bu deney 60 fare üzerinde gerçekleştirildi ve birçok fareye karın zarından (periton) girerek Çörek Otu Yağı (Black Seed Oil)verildi. Bu deney 45 gün sürdürüldü. Deney neticesinde araştırmacılar çörek otu yağının lipit peroksidasyon (yağların yükseltgenmesi sonucu bozulması) düzeyini düşürdüğünü, buna karşılık antioksidan maddeleri arttığını tespit ettiler. Bilindiği üzere antioksidan maddeler, vücudu birçok dokuda tahribat oluşturan ve damar sertliği, kanser, bunama (alzheimer) ve benzeri birçok hastalığa yol açan serbest radikallerin etkisinden korumaktadır.
Drog Chem Toxicol Dergisinin 2003 Mayısında yayınlanan bir başka araştırma çörek otu yağında antioksidan maddenin bulunduğunu ortaya koydu.
Çörek Otu ve Kolesterol
Kazabılanka (Fas) Kral II. Hasan Üniversitesinden araştırmacılar çörek otunun farelerde kolesterol ve kan şekeri düzeyine olan etkisini araştırdılar. Bu çalışmada farelere 12 hafta boyunca 1 mg. Çörek Otu Yağı (Black Seed Oil)verildi. Yapılan deneyin sonunda farelerin kanında kolesterolün % 15, trigliserit’in* % 22, kan şekerinin % 16,5 azaldığı, buna karşılık hemoglobin miktarının % 17,5 arttığı görüldü.
Bu da bize çörek otu yağının insanlarda kolesterol ve kan şekeri (glikoz) düzeyini düşürmekte etkin olabileceği izlenimini vermektedir. Fakat bu konuda insan denekler üzerinde daha fazla lâboratuar çalışması yapmaya ihtiyaç vardır.
Dr. Muhammed Dehâhınî’nin 2000 Eylül’ünde bir Alman dergisinde yayınlanan çalışması, çörek otu yağının farelerde kolesterol ve trigliserit düzeyini düşürdüğünü ortaya koydu.
Çörek Otu ve Tansiyon Yüksekliği (Hipertansiyon)
Kazabılanka (Fas) Terapi Dergisinin 2000 sayısında yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar günlük olarak 0,6 mg. alınacak çörek otu özünün idrar söktürdüğünü ve tansiyonu düşürdüğünü tespit ettiler. Çörek Otu (Nigella Sativa) özü ile tedavi edilen farelerde tansiyon yüksekliği ortalama olarak % 22 oranında düşerken nidilat hapı verilerek tedavi edilen farelerde % 18 oranında düştüğü görüldü. (Nidilat, beraberinde kasılmaları önleyen yüksek tansiyon hastalarında kullanılan ilac.) Çörek Otu (Nigella Sativa) ile tedavi edilen farelerde idrar miktarı artmıştır.
Çörek Otu ve Romatizma
Ağa Han Üniversitesinden (Pakistan) araştırmacılar, Phytother Dergisinin 2003 Eylül sayısında yayınlanan bir çalışmalarında aşağıdaki soruyu gündeme getirdiler: Romatizma hastalığına yakalanmış olan kimselerde mafsal iltihabının hafifletilmesinde çörek otu ne gibi bir rol oynamaktadır? Doktorlar tarafından bilinen vücutta fagositik hücrelerin (macrophages) ürettiği bir madde olduğu ve bu maddenin nitrik oksit** adını aldığı bilinmektedir. Bu madde iltihap olayında ara bulucu bir rol oynamaktadır. Araştırmacılar çörek otu özünün nitrik oksit üretimini yavaşlattığını tespit etmişlerdir. Belki bu, çörek otunun eklem iltihaplarını hafifletmedeki rolünü açıklayabilir.
Demmam Kral Faysal Üniversitesinden Dr. el-Ğâmidî’nin J Etno Farmacol Dergisinin 2001 sayısında yayınlanan bir araştırmasına göre çörek otunun eklem iltihaplarına karşı yatıştırıcı bir etkisi bulunmaktadır. Bu özellik çörek otunun bu etki mekanizmasını anlamak için daha fazla çalışma yapılmasına kapıyı aralayacaktır.
Çörek Otu Kanı Sulandırıcı
Demmam Kral Faysal Üniversitesinde (Suudi Arabistan) fareler üzerinde yapılan bir çalışma çörek otu yağının pıhtılaşma faktörlerine karşı etkisini ortaya koymuştur. Denek fareler Çörek Otu Yağı ihtiva eden unla beslenmiştir. Araştırmacılar normal unla besledikleri farelerle bu fareleri mukayese etmişlerdir. Ortaya çıkan sonuç pıhtılaşma faktörlerinde bazı değişikliklerin görüldüğüdür. Farelerin kanında fibrinojen (kanın pıhtılaşmasında yer alan bir madde) maddesinin yükseldiği görülmüştür ve prothrombin (kanın pıhtılaşma zamanı) zamanı uzamıştır. Bu da bize Çörek Otu Yağı (Black Seed Oil)kullanarak farelerde kanı pıhtılaştıran faktörde değişiklikler meydana getirme imkânı olduğunu göstermektedir. Ancak bu konuda da insanlar üzerinde deney yapılmasına ihtiyaç vardır.
Çörek Otu ve Mikroplar
Kahire Üniversitesinden Dr. Mürsî Acta Microbiyol Pol Dergisinin 2000 sayısında yayınlanan bir araştırmasında çörek otunun mikroplara olan etkisini incelemiştir. Doktor, gram pozitif boyadan 16, gram negatif boyadan 6 çeşit üzerinde incelemede bulunmuştur. Bunun neticesinde bazı mikrop türlerine karşı çörek otunun anti mikrobiyal cevap verdiği ortaya çıkmıştır.
Çörek Otu ve Mantarlar
Ağa Han Üniversitesinde (Pakistan) yapılan bir çalışma Phytother Res Dergisinin 2003 Şubat sayısında yayınlanmıştır. Bu çalışmada kandidiyasiz hastalığına yakalandırılan fareler çörek otu özüyle tedavi edilmiştir. Araştırmacılar candida albikans mantarlarının gelişiminde çok büyük oranda gerileme olduğunu görmüşlerdir. Dr. Ağa Han araştırmasının sonunda şöyle demiştir: “Bu çalışmanın neticesi, çörek otunun mantarların tedavisinde anti fungal etki gösterdiğini ortaya koymaktadır.”
Yapılan bu çalışmalar, Hz. Peygamberin (s.a.v) getirdiklerine dair modern incelemelerin sadece bir kısmıdır.
___________________________________________________________________________
* Trigliserit (triasilgliserol veya triasilgliserit olarak da bilinir) gliserol (gliserin) ve üç yağ asidinden oluşan bir esterdir. Bitkisel ve hayvansal yağların ana bileşenidir.Trigliseritler enerji kaynağı olarak metabolizmada önemli rol oynarlar. İnsan vücudunda kanda yüksek trigliserit seviyesi ile ateroskleroz, ve dolayısıyla koroner kalp hastalıkları ve inme arasında ilişki olduğu gösterilmiştir.
**Nitrik oksit, insan vücudunda doğal olarak üretilen bir hormon, yani kimyasal bir habercidir; sinir, dolaşım, savunma, solunum ve üreme sistemlerinin hayati fonksiyonlarının düzenlenmesinde stratejik bir rol oynamaktadır. Nitrik oksidin çok önemli bir görev üstlendiği yerlerden biri de damarlarımızdır.Mükemmel molekül nitrik oksit sayesinde, vücudun farklı ortamlara göre değişen ihtiyaçları otomatik olarak sağlanır. Kan damarlarının, spor yaparken genişleyerek artan kan ihtiyacını sağlaması veya yaralanma sonrasında daralarak kanamayı azaltması sözü edilen kusursuz sistemin bir sonucudur.
Kaynak:
Dr. Hasan Şemsi Paşa
Kalp Hastalıkları Uzmanı
İstanbul-30.06.2007
http://sufizmveinsan.com
Yasal Uyarı
YASAL UYARI
Bu sitedeki bilgiler tavsiye niteliğinde olup tedavi amaçlı değildir. Uygulamaların sorumluluğu site sahibine ait değildir. Sağlık sorunlarınız için mutlaka bir hekime danışınız.Hekiminizin verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız.Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun, buradaki bilgiler ile kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Buradaki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.
ALTERNATİF TIB
Son çeyrek yüzyılda modern yaşam tarzının getirdiği, kötü beslenme, hareketsizlik ve stres etkileri yaşamımızın dengesini alt üst etmiş durumdadır. Bu gibi nedenlerden dolayı çağımızda hastalıklarda artışlar görülmüştür. Tıp ilerlemesine rağmen, her derde deva olamamıştır. Bu gelişmeler üzerine asıl çarenin doğada olduğu anlaşılmıştır. Eskiden "kocakarı ilaçları" olarak tabir edilen yöntemlerin, günümüzde Alternatif Tıp inceleme alanına girmesi ile bitkilerin vucudumuz üzerindeki olumlu etkileri de kanıtlanmıştır. Doğadaki meyveler,sebzeler, baharatlar ve şifalı bitkiler bizlere doğanın bir hediyesi, yaradanın bir ikramıdır. Bizim bu ikramdan yararlanmamız alternatif tıbbın ortaya çıkışına ortam hazırlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder