28 May 2009
Maren Franz'ın Çörekotu Kitabı
“Ya Ali evinde bal ve çörek otu bulunduran kimse için melekler istiğfar getitirir.” (Buhârî,Tıbb,7;Müslim, Selâm,88)
Ozamanlardan günümüze kadar geçen asırlar boyunca, bu ufak taneli gıdada her hastalığa şifânın olabileceğine birçok kimse inanmamıştı. Ancak Maren Franz adlı bir Alman çörek otunun sağlığımız üzerindeki faydalarını araştırıp, bu konudaki yayınları bir araya getirdi.
Ve:”Tabiattan Gelen Şifâ Kaynağı: ÇÖREKOTU” adıyla dilimize tercüme edilen 96 sayfalık bir kitap ortaya çıktı. Üstelik, Peygamberimizin çörek otuyla ilgili hadisinin kendisini uyardığını ve bu sözü rehber alarak bu kitabı hazırlamaya giriştiğini önsözde belirterek…
Çörek Otu (Nigella Sativa) değerli, Çünki:
Çörekotunun tohumunda doymamış yağ asiti, eterli yağ, vitaminler ve organizma için gerekli olan ve çok az miktarda tüketilmesi gereken değerli bileşikler bulunur. Bu bileşiklerin karışımı, hasta kişinin iyileşmesinde çok büyük faydalar sağlar.
Çörek Otu (Nigella Sativa) tohumunda bulunan doymamış yağ asitinin metabolizmaya müsbet yönde tesir ettiği, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve alerjiyi durdurduğu ispatlanmıştır. Bu sebepten çörek otunun astım, bağışıklık sisteminin zayıflığından meydana gelen rahatsızlıklar ile sinir ve deri hastalıklarında iyileştirici etkiler göstermesine şaşırmamalıdır.
Bu iyileştirici tesir, çörek otunu yemeklerde de kullanılan ve sevilen bir gıda haline getirmiştir. Zamanımızda özellikle ABD ve Avrupa’nın büyük ülkelerinde çörek otuna talep çok artmış, istekler karşılanamaz hâle gelmiştir. Almanya’da ise Çörek Otu (Nigella Sativa) tohumu ve yağı, saf veya tablet (hap) şeklinde eczanelerde ve baharatçılarda yerini çoktan almıştır.
Bağışıklık sistemimiz (İmmün Sistem) ve çörek otu:
Sağlam bir bağışıklık sistemine sahip olan kişi, kendini genelde iyi hisseder ve nâdiren hastalanır. Çünkü rahatsızlıklara karşı direnci fazla demektir. Böyle olunca da mikrop, bakteri, virüs ve mantarlarla rahatlıkla baş edebilir. Bkz. Çörek Otu mantar için nasıl kullanılır.
Bağışıklık sistemi zayıfladığında, şu hastalıklara karşı vücut kendini savunamaz
◊Kan dolaşımı bozukluğu, yüzde belirli solukluk.
◊ Kronik yorgunluk.
◊Mikrobik bakteriyel ve virütik enfeksiyon hastalıklar, bilhassa sık sık grip olma ve mesane iltihabı (sistit).
◊Kaşıntılı deri hastalıkları.
◊ Kronik (sürekli) rahatsızlıklar.
◊Deri, mide ve bağırsak mukozası'nda mantar oluşması.
◊ Herpes Simpleks Virüsü (uçuk).
◊Sindirim sistemi bozukluğu'ndan meydana gelen ishâl ve zayıflama.
◊ Cinsel isteksizlik.
◊Uyku bozuklukları, uykusuzluk.
◊ Yaraların zor iyileşmesi.
◊Yaşlanma sürecinin hızlanması.
◊ Radyasyon kirliliği ve elektromanyetik dalgalara karşı direnç gösterememe.
Bkz. Çörek Otu bağışıklık sistemi için nasıl kullanılır.
Saymış olduğumuz bu hastalıklara yakalanmamak için bağışıklık(immün) sistemimizin kuvvetli olması gerekir. Çörek otunun ise, immün sistemi güçlendirdiği binlerce yıldan beri bilinmektedir. Çörek Otu (Nigella Sativa), bağışıklık sistemini dengelemekte ve mümkün olduğu kadar iyi çalışmasını sağlamaktadır.
Çörekotunun bu özelliği nereden kaynaklanır? Bilim adamları, bu sorunun cevabını modern teknolojinin yardımıyla bulmuşlardır. “Çörek otunun tohumunda organizmayı destekleyen yüzden fazla bileşik vardır.”
Çörekotunun Bileşimi:
Çörek otunun tohumunda yaklaşık olarak %38 oranında karbonhidrat, %35 oranında çeşitli yağlar, %21 oranında da kan plazmasın da rastlanan albumin proteini bulunur. Geri kalan %6 ise, yüzden fazla bileşikten oluşur. Bu orana çok değerli olan doymamış yağ asitleri de dahildir. ve iç yağı bunlar arasındadır.
Alfa-linolenik (Omega-3), linoleik asit (Omega-6 ), oleik asit (Omega-9), palmitin asit ve az miktarda da palmitinol asit, myristin asit, stearin asit, ve gama-linolen asit içermektedir.
Eterik yağ(uçucu) türevleri ; nigellon semohiprepinon (kısaca nigellon), p-cymen, alfa-pinen, beta-pinen, sabinen, limonen, 1,8-cineol, alfa-terpinen, artemisiaketon, sabinenhidrat, linalool, borneol, karvon, thymol, karvakrol, beta-thujon, bornylasetat ve thymohydrochinon 'dur.
Vitaminlerden; beta-karotin (provitamin A), biotin (vitamin H), B1, B2,B3(niasin), B6, folik asit (B9,B11) ve C bulunmaktadır.
Minerallerden ise; demir, magnezyum, kalsiyum, selen, çinko içermektedir.
15 çeşit amino asit içerir. İçeriğindeki en önemli bileşimler ise thymol türevleridir.
Doymamış yağ asitleri ve uçucu yağlar, bağışıklık sisteminde çok yararlıdır. Vitamin ve mineraller, bağışıklık sisteminin işlemesinde önemli rol oynar. Çörek otunun tesiri, çok sayıdaki bu maddelerin karışımından gelmektedir.
Doymamış yağ asitlerinin faydaları:
Doymamış yağ asitleri (Omega 3,6,9), metabolizmaya yardım eder. Hücrelerin büyümesi, gelişmesi ve yenilenmesinde yine buna ihtiyaç vardır. Ayrıca vücudun ihtiyacı olan hormonların gelişmesinde yardımcı olur. Yine alerjik sinyaller gönderen histamin gibi maddelerin artmasını engeller.
◊ Bağışıklık sisteminin gereğinden fazla çalışmasını engeller.
◊Hormanların yapımına katkıda bulunduklarından, sağlıklı bir bağışıklık, hormon ve sinir sisteminin oluşumunu sağlar.
◊Bağışıklık sistemi ablukasının kaldırılmasında yardımcı olur.
◊ Hücrelerin bölünmesi, yenilenmesi ve hücre duvar larının sağlam olmasına katkıda bulunur.
◊ Tansiyonu düşürüp damar sertleşmesi ve kalp enfarktüsü riskini azaltır.
◊Yaraların çabuk iyileşmesine, derinin pürüzsüz olmasına yardım eder.
◊Kandaki kolesterolü normale döndürür.
◊ Kan damarlarının gerginleşmesini ve dolaşım hızını tanzim ederek tıkanmayı önler.
◊ Kalp krizinde etken bir rol oynayan trigliserid seviyesini azaltıyor. Kanın akışkanlığını sağlayarak, kalp tarafından kolayca pompalanmasına yardımcı oluyor. Böylece damar tıkanıklığı (tromboz) ya da damarlara yağ birikimini (arterioskleroz) önlüyor. Kalp krizi riskini en aza indirgiyor.
◊ Kansere karşı etkili olmakla beraber vücudumuzda bulunan kötü huylu hücreleri baskı altında tutabilmek ve yok edebilmek için bağışıklık sistemi omega yağlarından güç alıyor. Yapılan araştırmalarda göğüs(meme), prostat ve kolon kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türünde omega yağ asitlerinin yararlı olduğu gözlenmiştir.
◊ Kangreni önlüyor. Kanı inceltip damarları koruyor ve pıhtılaşmayı önlüyor. Kanın tüm vücutta dolaşmasını sağlayarak parmak ucu hissizleşmesini, el ve ayak parmaklarının dolaşıma bağlı üşümesini önlüyor veya azaltıyor.
◊ Diyabeti geciktiriyor. Yapılan son araştırmalar Omega-3 yağ asitlerinin insülinin işlevini artırarak ve diyabette özellikle de tip II diyabette hastalığı geciktirici etki gösterdiğini kanıtlamıştır.
◊ Yaşlanmayı durduruyor. Omega yağ asitleri serbest radikallere karşı savaşarak cilt hücrelerinin yaşlanmasını engelliyor. Hücreleri yenileyip cildi güzelleştiriyor.
◊ Migrene iyi geliyor. Kanın beyin damarlarında rahatça dolaşmasını saglayarak migren tipi ağrıları önlüyor.
◊ İltihabi hastalıkları önlüyor. Güçlü bir bağışıklık sistemi için omega yağları çok önemlidir. Başta gribal enfeksiyonlar olmak üzere, sedef, romatoit artrit, astım ve alerji gibi hastalıkların tedavisinde önemli rol oynuyor.
İnsan vücudu, doymamış yağ asitlerini üretemediği için, dışarıdan almaya mecburdur. İki gram Çörek Otu (Nigella Sativa) yağı, bu açıdan günlük ihtiyacımızı karşılamaktadır.
Çörek otunun diğer tesirleri
◊ Çörek otundaki nigellon ve alfa-pinen gibi eterli yağlar, solunum borusunu genişletip kramp gidericidir. Ayrıca ifrazı geliştirip öksürüğü hafifletir. İltihap giderici, ağrı kesici ve idrar söktürücüdür. Anti-diyabetik'tir, devamlı kullanımda kan şekerini düşürür.
◊ Beta karotin, A, E ve C vitamini, selen gibi antioksidanlar vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir. Selen, vücudun zehirli maddeleri atmasında yardımcı olur.
Çörek otunun faydaları:
Bu kadar mükemmel olarak yaratılan ve Efendimiz’in (a.s.m.) methine mazhar olan çörek otu, bütün bu özellikleri ile:
◊ Çörek otundaki B1, B2 ve B6 vitaminleri, birçok enzimlerin üretiminde önem taşır. Zira bunlar, bağışıklık sisteminin bastırılmasını ortadan kaldırır ve boyun altı bezini (timüs); dolayısı ile bağışıklık sistemini güçlendirir. Folikasit vitamini ise, kalp ve tansiyon hastalıklarının riskini azaltır. Bunun yanısıra hücre yenilenmesinde de gereklidir.
◊ Anti-diyabetiktir.Kan şekerini düşürür.
◊Damar hastalıklarını önler.
◊ Anti-mikrobiyal, anti-bakteriyal, anti-virüs ve anti-fungal dır. Mikrop, virüs ve mantarlara karşı öldürücü tesire sahiptir.
◊İfraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.
◊ Diüretik tir, İdrar söktürücü özelliği ile safraya iyi gelir.
◊Yaraların çabuk iyileşmesini ve hücrelerin yenilenmesini hızlandırır.
◊Hazmı kolaylaştırır.
◊ Hormon sistemini ve ruh hâlini sağlamlaştırır.
◊Vücuttaki zehirleri süzerek atar.
◊ Alerjiyi önler.
◊Bağışıklık sistemini dengeler.
Bazı Hastalıklarda Çörek Otu (Nigella Sativa):
◊ Hazım zorluğu ve mide şişkinliklerinde çörek otu eskiden beri bilinmektedir.
◊Hemoroid e (basur) iyi gelir, çünkü damarları güçlendirir ve kan dolaşımını hızlandırır.
◊Romatizma, şeker hastalığı (diyabet) ve kolesterolün yükselmesi gibi metabolizma hastalıklarına faydalıdır.
◊Çörek otu, kronik hastalıklarda şaşırtıcı iyileşmeler sağlar. Çocuklarda özellikle sinir ve deri hastalıklarına, astım ile alerjiye iyi gelir.
◊Çörek Otu ürünleri (yağ ve ezilmiş bal karışımlı) doğum sonrası şikayetleri azaltır. Yan tesiri olmayıp, bu devredeki hanımlara ve bebeklerini ana sütüyle besleyenler için süt artırıcı ve zenginleştiricidir.
◊Egzamalı deriye sık sık çörek otu yağı sürüldüğünde deri çabuk iyileşir. Yine deri hastalıklarında mikrop öldürücü tesirinden dolayı çok fayda verir.
◊ İktidarsızlık ve kısırlıkta yine yarar verici tesire sahiptir. Çünkü çörek otu, cinsel hormanları tanzim etmekte, bedensel ve ruhsal olarak zindelik ve dinçlik vermektedir. Farkındalığı yükseltmektedir.
◊ Çörek Otu (Nigella Sativa) yağı kadınlardaki ay hâli sancıları ve diş ağrılarına karşı yine başarıyla kullanılmaktadır.
Sağlıklı olmak için çörek otu kürü:
Tabii muhtevası ile bağışıklık sistemine, metabolizma ve hormonlara iyi gelen çörek otu, antioksidan dır, vücudu toksin adı verilen zehirli maddelerden temizler, kan dolaşımını güçlendirir ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Anti-aging etki gösterir, cildi parlaklaştırır. Düzgün bir cilde, parlak saç ve gözlere sebep olur. Sağlıklı ve hayat dolu bir görünüm sağlar.
ÇörekOtu (Nigella Sativa) bağışıklık (immun) sistemini güçlendirdiğinden, kanser, aids gibi çağın hastalıklarına karşı tavsiye edilmektedir. Yine tansiyon ve ateş düşürücü ve tabii antibiyotik tesirleriyle yaygın hastalıklara şifâ olmaktadır. Başta astım ve polen alerjisi olmak üzere alerjik hastalıklara, saç dökülmesine ve kepeğe karşı da tesirlidir. Bkz. çörek otunun aids için kullanımı.
Maren Franz’ın kitabından naklettiğimiz bu satırlar, çörek otunu “ölümden başka her derde deva” olarak tarif eden Peygamberimizin (s.a.v.) yüceliğini gözler önüne sermektedir. Çünkü Efendimiz (a.s.m.) çörek otunun daha yeni keşfedilen bu mucizevî özelliklerini asırlar öncesinden görmüş ve bunu da, kıyamete kadar gelecek olan insanların en iyi anlayacağı şekilde ifade etmiştir:
Bütün bunlardan sonra, artık çörek otunu süs olarak kullanmaktan vazgeçelim. Yoğurt, peynir ve dondurmalara, isteğe bağlı ölçülerde katılabilir. Süt tatlılarında bol bol kullanılabilir. Kahvaltıda ezilmiş hâlde, bal ve reçellere karıştırılarak tüketilebilir. Ayrıca çörek otu yağını da damak tadına göre istenilen her yiyeceğe karıştırarak kullanabiliriz. Ancak en iyi kullanım şekli günde 2 gr. çörek otu tohumunu çiğneyerek yemektir.
Yasal Uyarı
YASAL UYARI
Bu sitedeki bilgiler tavsiye niteliğinde olup tedavi amaçlı değildir. Uygulamaların sorumluluğu site sahibine ait değildir. Sağlık sorunlarınız için mutlaka bir hekime danışınız.Hekiminizin verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız.Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun, buradaki bilgiler ile kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Buradaki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.
ALTERNATİF TIB
Son çeyrek yüzyılda modern yaşam tarzının getirdiği, kötü beslenme, hareketsizlik ve stres etkileri yaşamımızın dengesini alt üst etmiş durumdadır. Bu gibi nedenlerden dolayı çağımızda hastalıklarda artışlar görülmüştür. Tıp ilerlemesine rağmen, her derde deva olamamıştır. Bu gelişmeler üzerine asıl çarenin doğada olduğu anlaşılmıştır. Eskiden "kocakarı ilaçları" olarak tabir edilen yöntemlerin, günümüzde Alternatif Tıp inceleme alanına girmesi ile bitkilerin vucudumuz üzerindeki olumlu etkileri de kanıtlanmıştır. Doğadaki meyveler,sebzeler, baharatlar ve şifalı bitkiler bizlere doğanın bir hediyesi, yaradanın bir ikramıdır. Bizim bu ikramdan yararlanmamız alternatif tıbbın ortaya çıkışına ortam hazırlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder