8 May 2010

Karaciğer yağlanması için maydanoz limon kürü

Karaciğer yağlanması yani Hepatosteatoz için mükemmel bir destekleyici tedavi maydanoz-limon kürü uygulamasıdır.



Maydanoz-Limon kürünün uygulama şekli :


Sapları ile birlikte 15-16 adet taze maydanoz önce eliniz de biraz küçülterek mutfak robotu ya da blendera atın ve üzerine yarım limon suyu (iki yemek kaşığı) ve yarım bardak su ilave edin.

Mutfak robotunuzu çalıştırın, iyice karıştırarak sabah kahvaltısından yarım saat önce aç karnına tamamını için. En erken yarım saat sonra kahvaltıya başlayabilirsiniz. Onbeş gün ara vermeden her gün sabah bu kürü uygulayın ve onbeş günlük uygulamadan sonra bir hafta ara verin.


Bir hafta ara verdikten sonra tekrar onbeş gün aynı şekilde uygulayın ve kürü sonlandırın. Beş-altı ay sonra durumunuza göre bu kürü aynı şekilde tekrar edebilirsiniz.

Eğer,orta ya da ileri derecede karaciğer yağlanması söz konusu ise, Maydanoz Limon kürüne paralel olarak aynı günün akşam yemeğinden iki saat sonra lavanta kürü de uygulanmalıdır.


Yılda 2-3 kez uygulanacak Maydanoz-Limon kürü ile karaciğer yağlanmasını önlemiş olursunuz.

Karaciğer yağlanması fibroz ya da siroza dönüşebilmekte veya karaciğer kanserine neden olabilmektedir. Bu kürle hem karaciğer yağlanması önlenir hem de karaciğer arındırılır.


Dikkat: Hiç bir kürü alışkanlık haline getirmeyiniz ve sürekli uygulamayınız.
Uyarı: Hekim kontrol ve önerilerini ihmal etmeyiniz.

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

Hiç yorum yok:

Yasal Uyarı

YASAL UYARI

Bu sitedeki bilgiler tavsiye niteliğinde olup tedavi amaçlı değildir. Uygulamaların sorumluluğu site sahibine ait değildir. Sağlık sorunlarınız için mutlaka bir hekime danışınız.Hekiminizin verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız.Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun, buradaki bilgiler ile kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Buradaki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.

ALTERNATİF TIB

Son çeyrek yüzyılda modern yaşam tarzının getirdiği, kötü beslenme, hareketsizlik ve stres etkileri yaşamımızın dengesini alt üst etmiş durumdadır. Bu gibi nedenlerden dolayı çağımızda hastalıklarda artışlar görülmüştür. Tıp ilerlemesine rağmen, her derde deva olamamıştır. Bu gelişmeler üzerine asıl çarenin doğada olduğu anlaşılmıştır. Eskiden "kocakarı ilaçları" olarak tabir edilen yöntemlerin, günümüzde Alternatif Tıp inceleme alanına girmesi ile bitkilerin vucudumuz üzerindeki olumlu etkileri de kanıtlanmıştır. Doğadaki meyveler,sebzeler, baharatlar ve şifalı bitkiler bizlere doğanın bir hediyesi, yaradanın bir ikramıdır. Bizim bu ikramdan yararlanmamız alternatif tıbbın ortaya çıkışına ortam hazırlamıştır.