14 Tem 2009

Kiraz Detoksu


Ay'ın hareketi dikkate alınarak yapılan kiraz diyetinin birincisi, Hicri takvime göre Recep ayının 13-14 ve 15. günleri yani; Temmuz ayının 6-7 ve 8'inde (aydınlık dolunay) uygulanır.

İkinci kiraz detoksu ise, yine Recep ayının son üç gününde yani 20-21 ve 22 Temmuzda (karanlık dolunay) gerçekleştirilir.

Kozmik Bilim takipçilerinin bu günlerde uygulayacakları program aşağıdaki gibidir:

Kahvaltı: 3 bardak bitki çayı ve kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, 70'ten fazla olanlar ise 1 kg kiraz tüketmelidir.

Öğle: 3 bardak bitki çayı ve kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, 70'ten fazla olanlar ise 1 kg kiraz tüketmelidir.

Akşam (Gün batımı sonrası) : 3 bardak bitki çayı ve kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, 70'ten fazla olanlar ise 1 kg kiraz tüketmelidir.

3 gün boyunca devam eden kiraz detoksunda, her öğünde en az 3 fincan yeşil çay ya da muhtelif bitki çayları (biberiye, karabaş, kantaron ve adaçayı) ve PH seviyesi yüksek, kaliteli, alkali sular bol bol tüketilmelidir. (En az 1,5 - 2 litre) Bitki çaylarının içine tatlandırıcı olarak sadece çiçek balı kullanılmalıdır.

Kiraz seçerken çok tatlı olan Napolyon kirazı yerine, daha doğal sarımtırak, beyaz ve diğer küçük kirazlar tercih edilmelidir.

Kiraz detoksuna başlamadan 3 gün önce, detoksunu etkisini artırmak amacı ile kırmızı et, kızartma, tavuk eti, konsantre gıda, siyah çay, beyaz ekmek gibi gıdaları tüketmemeye özen gösterilmelidir. İki detoks arasında geçen sürede de bu kurala uyulmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yasal Uyarı

YASAL UYARI

Bu sitedeki bilgiler tavsiye niteliğinde olup tedavi amaçlı değildir. Uygulamaların sorumluluğu site sahibine ait değildir. Sağlık sorunlarınız için mutlaka bir hekime danışınız.Hekiminizin verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız.Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun, buradaki bilgiler ile kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Buradaki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.

ALTERNATİF TIB

Son çeyrek yüzyılda modern yaşam tarzının getirdiği, kötü beslenme, hareketsizlik ve stres etkileri yaşamımızın dengesini alt üst etmiş durumdadır. Bu gibi nedenlerden dolayı çağımızda hastalıklarda artışlar görülmüştür. Tıp ilerlemesine rağmen, her derde deva olamamıştır. Bu gelişmeler üzerine asıl çarenin doğada olduğu anlaşılmıştır. Eskiden "kocakarı ilaçları" olarak tabir edilen yöntemlerin, günümüzde Alternatif Tıp inceleme alanına girmesi ile bitkilerin vucudumuz üzerindeki olumlu etkileri de kanıtlanmıştır. Doğadaki meyveler,sebzeler, baharatlar ve şifalı bitkiler bizlere doğanın bir hediyesi, yaradanın bir ikramıdır. Bizim bu ikramdan yararlanmamız alternatif tıbbın ortaya çıkışına ortam hazırlamıştır.