8 Nis 2009

Tıbbı Nebevi'de Çörek Otu


Çörek otunun yağı buruna çekildiği zaman yüz felcine, yarım miskalden bir miskale kadar içildiğinde de zehirli örümcek sokmasına iyi gelir.
Taze olarak dövülür, çitlembik yağıyla karıştırılır ve bu karışımdan kulağa üç damla damlatılırsa kulak nezlesine, uğultuya ve tıkanıklığa faydalı olur.


Buhâri ve Müslim'in Sahih’lerinde -Ebu Seleme'nin Ebu Hüreyre'den naklen rivayet ettiği hadislerde sabit olduğuna göre Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Çörek otuna devam ediniz, zira çörek otunda ölümden başka her derde çare vardır. (Bu hadisi aynı zamanda Tirmizî ve Ahmed İbn-i Hibban da rivayet etmişlerdir. Buhari Ve İbn-i Mâce Aişe r.a.’de bu hadisi rivayet etmişlerdir.)

Çörek otunun faydaları gerçekten çoktur.
Çörekotu Farsçada Şuniz 'dir. Siyah kimyondur. Hint kimyonu denir. Harbi, Hasan (r.a.)'den naklen hardal olduğunu söyler. Herevi ise sakız ağacının meyvesi olan çitlembik olabileceğini anlatır. Bunların ikisi de vehimden ibarettir. Doğru olanı Farsçadaki "Şuniz"dir.

Peygamber efendimizin "Çörek otunda her derde çare vardır" sözü, tıpkı Cenab-ı Hakkın "Rabbinin emri ile her şeyi yıkar" (Ahkaf: 46/25) sözüne benzer. Yani yıkılmaya müsait olan her şeyi yıkar, yakılmaya müsait olan her şeyi yakar vb. demektir. Çörekotu ateşli olmayan bütün hastalıklara faydalıdır. Sıcak ve kuru hastalıklara da belirtiyle birlikte nüfuz eder, az miktarda alındığı zaman soğuk ve yaş nitelikli ilâçların güçlerini sıcak ve kuru nitelikteki hastalıklara süratle nüfuz ettirir.

Kanun sahibi ve diğerleri süratle işlediği ve gücünü ulaştırdığı için kâfur lekesine karşı safran'ın kullanılmasını uygun bulurlar. Bunun birçok örnekleri vardır, bunları meslekte ihtisas görmüş kimseler bilirler. Özellikle sıcak karakterli hastalıklarda sıcak karakterli ilâçların fayda sağlaması akla uzak değildir. Bunun örneğini birçok ilâçta görülür. Bunlardan zamk ve zamkla birlikte yapılan arpacık ilâçlarını söyleyebiliriz, tek elemanlı ilâçlardan şeker ve diğerleri gibi.
Arpacık, doktorların ittifakıyla sıcak karakterli bir şişliktir. Sıcak kükürdün uyuza son derece faydalı oluşu da böyledir.

Çörekotu, sıcak ve üçüncü derecede kurudur. Şişkinliği giderir, kel olan yere ekilen saç tohumunu çıkarır, alaca hastalığına ve dört günde bir gelen sıtmaya faydalıdır, tıkanıklıkları açar, gazları dağıtır, midenin lüzumsuz salgı ve sıvılarını kurutur. Dövülür ve balla yoğrulur, sıcak suyla birlikte içilirse böbreklerde ve mesanede oluşan taşları eritir. İçmeye günlerce devam edildiği takdirde idrarı, âdet kanını ve sütü çoğaltır. Sirkeyle birlikte ısıtılıp karın üzerine sürüldüğünde kıl köklerini öldürür. Taze ya da haşlanmış Ebu Cehil karpuzunun suyuyla yoğrulursa parazitleri düşürmekteki etkisi daha güçlü olur. İç organları temizler, ağrıyı keser, gazları ve salgı birikintilerini dağıtır. Dövülüp de bir beze bağlanıp sürekli koklanırsa soğuk nezleyi giderir ve tamamen iyi eder.

Çörekotunun yağı saçkıran hastalığına, siğillere ve ben'e faydalıdır. Suyla birlikte bir miskal (1 miskal = 4,5819464 gr.) içilirse astıma ve nefes darlığına iyi gelir. Bu yağdan sargı yapılırsa soğuk baş ağrısına faydalı olur.

Çörek otu sirkeyle haşlanır ve bununla gargara yapılırsa soğuktan ağrıyan dişlerin ağrısına faydalı olur. Öğütülüp toz hâlinde buruna çekilirse gözde ortaya çıkan sulanmanın başlamasına fayda verir. Sirkeyle birlikte sarılırsa sivilceyi ve yaralı uyuzu söker atar, balgama bağlı şişlikleri ve katı şişlikleri dağıtır.

Çörek otunun yağı buruna çekildiği zaman yüz felcine, yarım miskalden bir miskale kadar içildiğinde de zehirli örümcek sokmasına iyi gelir (1 miskal = 4,5819464 gr.). Taze olarak dövülür, çitlembik yağıyla karıştırılır ve bu karışımdan kulağa üç damla damlatılırsa kulak nezlesine, uğultuya ve tıkanıklığa faydalı olur.

Çörekotu kavrulur, taze olarak dövülür, sonra zeytinyağında bekletilir ve bu karışımdan buruna üç veya dört damla damlatılırsa, sık sık aksırtan nezleye iyi gelir.

Çörek otu yakılır, eritilmiş bal mumu, zambak yağı ve kına yağıyla karıştırılır, bu karışım uyluklarda çıkan yaralara, yaralar sirkeyle yıkandıktan sonra sürülürse, iyi gelir ve yaraları yok eder.

Sirkeyle birlikte dövülür, bundan alaca hastalığına, ciltte beliren siyah noktacıklara ve baştaki yoğun kepeklenmeye faydası olur ve iyi eder.

Taze olarak dövülür de kendisini kuduz köpek ısıran kimse, daha sudan korkmaya başlamadan önce her gün iki dirhem kadarını soğuk suyla birlikte alırsa önemli derecede fayda görür. Kuduz köpeğin ısırmasından bir zarar görmeyeceğinden emin olabilir. Çörek otu yağı buruna çekildiğinde, felç ve titremeye faydalı olur, bunları meydana getiren maddeyi yok eder, vücuda sürüldüğü zaman zehirli böcek ve hayvanları vücuttan uzaklaştırır yaklaştırmaz. Çitlembik su da eritilir ve anüsün iç kısmına sürülür, üzerine de çörek otu yağı serpilirse, basura görülmedik şekilde faydalı olan iyi bir ilâç meydana gelmiş olur. Çörekotu yağının faydaları bizim bahsettiğimizden kat kat üstündür. Çörek otu yağı, ikişer dirhem içilmelidir (1 dirhem 3,2073625 gr.). Çörek otu ve yağını çok fazla kullanmanın sağlığa zararlı olduğu söylendi.

İbn-i Kayyim El Cevziyye’nin Tıbbu’n Nebevî adlı eserinden alınmıştır. Tıbbu’n Nebevî Hz Peygamber s.a.v.’in sağlık ve tıpla ilgili verdiği bilgiler ve tavsiyelerdir. Bu tavsiye ve bilgiler birer tedavi aracıdır ve tıbbın en pratik ve yararlı metotları olduğu gibi, ilâcın en ektilisi ve en üstünü, tedavi yöntemlerinin en gelişmişi ve de kapsamlısıdır.

“Peygambere inen Kur’an’a” andolsun ki, arkadaşınız Muhammed(s.a.v.)sapmadı ve batıla inanıp azmadı da. O arzusuna göre konuşmaz. O’nun sözleri, hükümleri ilhamdan, vahiyle bildirilenden ve vahye uygunluktan başkası değildir. Ona bunları müthiş kuvvetleri olan (Cebrail) öğretti.” ( Necm Suresi 1–5) ile peygamber s.a.v.’den sadır olan bilgilerin vahye dayandığının delilidir. Yine Kur’a-ı Kerim, Hz Peygamber s.a.v. bu vahye hiçbir ekleme ve çıkarmadığının delilidir. “Eğer Peygamber sözlerin bir kısmını kendiliğinden bizim adımıza uydursaydı, onu kuvvetle yakalar, onun ‘güç ve kuvvetini’ alır, sonra da onun can damarını keserdik. Sizden hiçbiriniz de buna engel olamazdı.” (Hakka Suresi 44–47) Tıbbu’n Nebevî’yi Zâd'ul-Maad adlı Hadis Külliyat’ından tanıdığımız İbn-i Kayyim El Cevziyye (H 691–751) adıyla bilinen Şemsed’d-Din Muhammed b. Ebi Bekir b. Eyyup b. Sa’d b Hariz Ebu Abdillahe’ Zur’i e’d Dimaki E’l-Hanbelî tarafından kaleme alınmıştır. Her kütüphanede bulunması gereken bu muhteşem eserin yalnız çörek otu ile ilgili bölümü yayınlanmıştır

Hiç yorum yok:

Yasal Uyarı

YASAL UYARI

Bu sitedeki bilgiler tavsiye niteliğinde olup tedavi amaçlı değildir. Uygulamaların sorumluluğu site sahibine ait değildir. Sağlık sorunlarınız için mutlaka bir hekime danışınız.Hekiminizin verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız.Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun, buradaki bilgiler ile kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Buradaki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.

ALTERNATİF TIB

Son çeyrek yüzyılda modern yaşam tarzının getirdiği, kötü beslenme, hareketsizlik ve stres etkileri yaşamımızın dengesini alt üst etmiş durumdadır. Bu gibi nedenlerden dolayı çağımızda hastalıklarda artışlar görülmüştür. Tıp ilerlemesine rağmen, her derde deva olamamıştır. Bu gelişmeler üzerine asıl çarenin doğada olduğu anlaşılmıştır. Eskiden "kocakarı ilaçları" olarak tabir edilen yöntemlerin, günümüzde Alternatif Tıp inceleme alanına girmesi ile bitkilerin vucudumuz üzerindeki olumlu etkileri de kanıtlanmıştır. Doğadaki meyveler,sebzeler, baharatlar ve şifalı bitkiler bizlere doğanın bir hediyesi, yaradanın bir ikramıdır. Bizim bu ikramdan yararlanmamız alternatif tıbbın ortaya çıkışına ortam hazırlamıştır.