16 Ağu 2009

Bu gıdalar sizi kanserden koruyor


Brokoli, karnıbahar, beyaz lahana gibi iç içe yapraklı, dallı ve köklü sebzeler de içindeki “isotiyonat” adlı maddenin etkisiyle kanser oluşumunu engelliyor.


Mide ve bağırsak kanserinden korunmak için patates kızartırken kabuklarının soyulmaması, elma, şeftali, domatesin kabuklu tüketilmesi öneriliyor.


İçerdiği Omega 3 yağ asitleri dolayısıyla kansere karşı koruyucu olan balık tüketilmesi öneriliyor.


Sucuk, salam ve ızgara yapılan gıdaların sık tüketilmemesi gerekiyor!


Özellikle enginar ve kereviz, kandaki kolesterolün fazlasını safra asidine dönüştürerek, kolesterolün dengede tutulmasını sağlıyor,kandaki yağ ile toksiklerin dışkı ile atılımınını sağlayarak kansere yakalanma riskini azaltıyor.


Prostat ve mide kanserlerine yakalanma riskini düşürmede muz, şeftali, kayısı, brokoli, ıspanak, maydanoz, semiz otu gibi gıdaların tüketilmesi gerekiyor.


Havuç, domates, soğan, sarımsak, kereviz, enginar ve semizotunun mutfakta bol kullanılması gereken ürünlerden…


Güçlü bir antioksidan olan C vitamini içeren meyve ve sebzelerin her gün düzenli olarak tüketilmesi öneriliyor.Ayrıca portakal ve limon mide kanseri riskinide azaltıyor


Mantarların kansere karşı koruyucu etkisi olduğu, bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği ifade ediliyor.


Ahududunun kansere yakalanma riskini azalttığı, özellikle siyah ahududunun yemek borusu kanserine yakalanma riskini düşürdüğü, tümör oluşumundan itibaren de tümörün gelişimini yavaşlattığı belirtiliyor.

Hiç yorum yok:

Yasal Uyarı

YASAL UYARI

Bu sitedeki bilgiler tavsiye niteliğinde olup tedavi amaçlı değildir. Uygulamaların sorumluluğu site sahibine ait değildir. Sağlık sorunlarınız için mutlaka bir hekime danışınız.Hekiminizin verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız.Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun, buradaki bilgiler ile kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Buradaki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.

ALTERNATİF TIB

Son çeyrek yüzyılda modern yaşam tarzının getirdiği, kötü beslenme, hareketsizlik ve stres etkileri yaşamımızın dengesini alt üst etmiş durumdadır. Bu gibi nedenlerden dolayı çağımızda hastalıklarda artışlar görülmüştür. Tıp ilerlemesine rağmen, her derde deva olamamıştır. Bu gelişmeler üzerine asıl çarenin doğada olduğu anlaşılmıştır. Eskiden "kocakarı ilaçları" olarak tabir edilen yöntemlerin, günümüzde Alternatif Tıp inceleme alanına girmesi ile bitkilerin vucudumuz üzerindeki olumlu etkileri de kanıtlanmıştır. Doğadaki meyveler,sebzeler, baharatlar ve şifalı bitkiler bizlere doğanın bir hediyesi, yaradanın bir ikramıdır. Bizim bu ikramdan yararlanmamız alternatif tıbbın ortaya çıkışına ortam hazırlamıştır.